Kivuz

Kişisel Verilerin Korunması Hakkı

Kişisel verilerin korunması, kişisel verilen kendinden daha eski ve köklü bir tarihe sahip olan bir diğer hak alanları ile yakından ilişkilidir. Bunların başında gelmek üzere öncelikle özel yaşamın gizliliği hakkı gelmektedir. Ayrıca, kişisel verilerin korunması; kişinin fikrini beyan etme özgürlüğü, bilgi edinme hakkı, haberleşme özgürlüğü olarak başka bir takım değerlerle de kimi zaman karşılıklı destekleme, kimi zaman da çatışma içerisindedir. Bir diğer taraftan kişisel verilerin ekonomik bir değerinin bulunduğu da tartışmasızdır. Özellikle ticarî bir takım işlemler söz konusu olduğu zaman bu değer daha açık bir şekilde hissedilebilir. Bu anlamda bireylerin, başka menfaatlerinin yanında, ekonomik menfaatlerinin korunması gerekir. Fakat bu kişisel verilerin üzerindeki hak mülkiyet hakkının üzerinden kurulabileceği anlamına gelmez. Taşınır veya taşınmaz mallar hakkında uygulanan hükümleri elle ya da otomatik olarak işlenen kişisel verilere uygulamak, örneğin seçme ve seçilme hakkının yahut düşünceyi ifade etme özgürlüğünün mal haline getirilmesinden farksızdır. Bir başka şekilde ifade edecek olursak mülkiyet hakkı ve benzeri yaklaşımlar yalnızca korumada yetersiz kalmaları, bu sistemlerin işlemesinin zor olması ya da iki hak alanı arasında ortak paydaların bulunmaması gibi nedenlerle değil, etik açıdan da yanlıştır. Bireyin özel yaşamının gizliliği hakkının temel amacı, duygusal ve psikolojik yapısını kişisel bilgilerinin istenmeyen şekilde yayılmasını önleyerek korumaktır ve hiçbir zaman, bilginin yasal adını tanımlamak ya da ticarî kullanım hakkına kimin sahip olduğunu belirlemek için bir araç olarak düşünülmemiştir. Oysa bunlar, mülkiyet hukukunun temel işlevlerini oluşturur.

Nitekim günümüzde kişisel verilerin korunmasının temel bir insan hakkı olduğu yönünde herhangi bir şüphe de bulunmamaktadır. Mülkiyet hakkı üzerinden temellendirme yönünde tartışmaların yer aldığı Amerika Birleşik Devletleri’nde bile insan hakları yaklaşımının etkisi hissedilmektedir. Bu kapsamda kişisel verilerin korunması hakkının pekçok zaman özel hayatın gizliliği hakkı yönünden yer alan hükümler ile hukuksal olarak temellendirildiği tespit edilmektedir. Ayrıca, Birleşmiş Milletler Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi (m.17)[1], Birleşmiş Milletler Bireysel ve Siyasal Haklar Sözleşmesi (m.12)[2][3], Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (m.8)[4][5] gibi bir çok önemli olan insan hakları sözleşmelerinde özel hayatın gizliliği temel bir insan hakkı olarak tanınmış ve kabul edilmiştir. Bunun yanı sıra Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı ve başka belgeleri, çeşitli milletlerin anayasası gibi daha yeni bazı metinlerde kişisel verilerin korunması hakkının, özel yaşamın gizliliği hakkından bağımsız olarak da temel haklar çerçevesi içerisinde yer aldığı görülmektedir. Tüm bu anlatmış olduğumuz uluslararası sözleşmeler ve bilgiler çerçevesinde de özetlemek gerekirse: Kişisel verilerin korunması hakkı, sadece kişisel menfaatlerin korunmasına yönelik olmayıp kişisel verilerin korunması hakkı, insan onuru ve temel özgürlükler gibi çok daha geniş bir alana hizmet etmektedir[6].

[1](1) Her şahıs tek başına veya başkalarıyla birlikte mal ve mülk sahibi olmak hakkını haizdir. (2) Hiç kimse keyfi olarak mal ve mülkünden mahrum edilemez.
[2](1) Bir Devletin ülkesinde hukuka uygun olarak bulunan bir kimse, o ülke sınırları içinde seyahat etme özgürlüğüne ve yerleşeceği yeri seçme hakkına sahiptir. (2) Herkes kendi ülkesi de dahil, bir ülkeden ayrılmakta serbesttir. (3) Yukarıda belirtilen haklar, bu Sözleşmede tanınan diğer haklara uygun olarak ulusal güvenlik, kamu düzeni (ordre public), genel sağlık veya genel ahlak veya başkalarının hak ve özgürlüklerini korumak için gerekli sebepler ile hukuken öngörülmüş sınırlamalar dışında hiç bir sınırlamaya tabi tutulamaz. (4) Hiç kimse, kendi ülkesine girme hakkından keyfi olarak yoksun bırakılamaz.
[3] https://diabgm.adalet.gov.tr/arsiv/sozlesmeler/coktaraflisoz/bm/bm_05.pdf
[4](1)Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve yazışmasına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir. (2) Bu hakkın kullanılmasına bir kamu makamının müdahalesi, ancak müdahalenin yasayla öngörülmüş ve demokratik bir toplumda ulusal güvenlik, kamu güvenliği, ülkenin ekonomik refahı, düzenin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli bir tedbir olması durumunda söz konusu olabilir.
[5] https://www.yargitay.gov.tr/documents/AIHM.pdf
[6]https://ekampus.anadolu.edu.tr/#/materials/A%C3%96F/HUK124U/B%C4%B0L%C4%B0%C5%9E%C4%B0M%20HUKUKU/EBOOK/ALL
Etiketler
Tarih: 02-05-2023
#kisiselverilerinkorunmasikanunu
#kvkk
#mulkiyethakki
#bilgiedinmehakki
#haberlesmehurriyeti
#insanhaklari
#kisiselverilerinkorunmasihakki