Sosyal Medya Yasası da olarak nitelendirilen bu kanun içeriğinde 2020 senesinde eklenen maddelerle birlikte, internet ortamı içerisinde yapılan yayına ait içerik nedeni ile kişilik haklarının ihlal edildiği hususunda iddiada bulunan tüzel ve gerçek kişilerle kurum ve kuruluşlara, internet ortamında yayınlamış oldukları içeriklerin engellenmesini talep etme hakkının yanında erişimin çıkarılmasını isteme hakkının da düzenlenmesiyle birlikte unutulma hakkının da yasal zemini hazırlanmış oldu.
Bir sonraki yazımızda detaylı olarak değineceğimiz unutulma hakkının tanım olarak ne olduğuna değinecek olursak eğer; konuya ilişkin olarak Yargıtay 19. Ceza Dairesi’nin 05.06.2017 tarihli E:2016/15510, K:2017/5325 sayılı kararında da; bir internet sitesinde yer alan haberin güncellik değerini yitirdiği, dolayısıyla haberin o tarihte “gerçeklik ve doğruluk” kriterlerini karşılamasının artık bir önemi kalmadığı, adı geçen habere istenildiği zaman ulaşılmasının, toplum açısından yanlış algılamaya yol açabileceği, haberin yayında kalmasının toplumun ilerlemesi, gelişmesi için bir katkı sağlamayacağı, kamu yararına toplum hafızasında yer etmesi gibi bir etkisi olmadığı, haberin içeriğini oluşturan kişilerin toplumu temsil ve topluma hizmet etme gayesiyle seçilmiş veya atanmış siyasilerden olmadığı gibi, topluma kendini anlatma ve toplumu aydınlatma gayesiyle eser veren sanatçılardan veya aydınlardan da olmaması nedeniyle suç geçmişlerine dair bilgilerin kamuyu ilgilendirmediği belirtilerek unutulma hakkının ifade ve basın özgürlüğüne üstün tutulduğu, ayrıca kararda Kanuna atıf yapılmasa da unutulma hakkının tanımını bu şekilde yaparak ayrıca kişisel verilerin korunması hakkı içinde ele alınmıştır[1].
Söz konusu kanunda yapılan bir diğer ekleme de Türkiye’ den günlük erişimi 1 milyondan fazla olan yurt dışından kaynaklı sosyal ağ sağlayıcı, en az 1 kişiyi Türkiye’ de temsilci olacak şekilde belirleyerek, belirlenen bu kişinin iletişim bilgilerine, doğrudan erişebilecek ve kolayca görünebilecek şekilde internet sitesinde yer verilecektir.
Sosyal ağı sağlayan bu kimsenin kimlik ve iletişim bilgilerini Bilgi ve İletişim Kurumuna bildirecek ve bu kimsenin gerçek kişi olması halinde, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olması zorunlu olacaktır. Söz konusu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi durumunda Kanunda belirtilen idari para cezalarının uygulanması söz konusu olacaktır. Sosyal ağ sağlayanlara, içeriğin yayından çıkarılması ve erişimin engellenmesiyle özel hayatın gizliliği sebebiyle içeriğe erişimin engellenmesini gerektirecek içeriklere yönelik, ilgililer tarafından yapılacak başvurulara, başvurunun yapıldığı tarihten itibaren en geç 48 saat içerisinde olumlu yada olumsuz bir şekilde cevap verme zorunluluğu getirilmiştir. Başvurulara ilişkin olumsuz olumsuz verilecek olan cevapların gerekçeli olarak verilme zorunluluğuna ek olarak başvurulara yönelik istatiksel ve katagorik bilgilerin yer aldığı çalışma sonrasında Trükçe raporlar hazırlanması ve 6 aylık dönemlerle bu raporların BTK’ ya bildirilmesi mecburiyeti getirilmiştir. Yine söz konusu kanun kapsamında sosyal ağ sağlayıcılarının Türkiye’ de yer alan kullanıcı verilerini yine Türkiye’ de bulundurma yönünde gerekli önlem ve tedbirleri beraberinde almak zorundadır[2].
[1] https://www.kvkk.gov.tr
[2] Kişisel Verilerin Korunması Hukuku, Seçkin Yayıncılık, 2. Baskı, Prof. Dr. Dr. H.C. Mult. Bahri ÖZTÜRK